HAMD

HAMD
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
 {1} الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ {2} الرَّحْمـنِ الرَّحِيمِ {3} مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ {4} إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ {5} اهدِنَــــا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ {6} صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ {7}
قال النبي (ص) كُلُّ أمْرٍ ذِي بَلٍ لا يُبْدَأُ فِيهِ بِ: الْحَمْدُ للّهِ فَهُوَ أقْطَعُ.
Kıymetli Kardeşlerim!
Okumuş olduğum Fatiha suresinin ve dolayısıyla ayet ve sure sıralamalarının tevkifî olarak yapıldığı Kur’an-ı Kerim’in besmeleden sonraki ilk kelimesi “Hamd”dir. Bundan dolayıdır ki Efendimiz (as): “Allah’a hamdederek başlanmayan bir işin bereketi olmaz.” buyurmuşlardır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Rehberimiz, Efendimiz (as) Rabbine herkesten çok şükreden bir kul idi.
Bir gün Hz. Aişe (r.a.) validemize “Ey Aişe! Resulullah’ın (s.a.s.) can çekici hallerinden gördüğünü bize haber verir misin diye sorulduğunda; Hz. Aişe hüngür hüngür ağladı ve şöyle devam etti: “O’nun hangi durumu can çekici değildi ki? O bir gece bana geldi. Beraberimde yatağıma girdi. Bedenime dokunacak şekilde bana yaklaştı. Sonra:
“Ey Ebu Bekir’in kızı! Rabbime ibadet etmem için bana izin verir misin?” dedi. Ben de:
“Ey Allah’ın Resulü! Ben sana yakın olmayı isterim. Fakat izin verdim” dedim.
Kalktı; su kovasına varıp abdest aldı. Bolca su kullandıktan sonra namaza durdu. Göğsünü ıslatacak kadar ağladıktan sonra rüku’ya varıp ağladı. Ve hz. Bilal gelip sabah namazını haber verinceye kadar bu durumu devam etti. Kendisine:
“Ey Allah’ın Resulü! Senin gelmiş ve gelecek bütün günahlarının hepsini Allah bağışlamıştır. O halde neden ağlıyorsunuz?” dediğim zaman:
“Allah’a çok şükreden bir kul olmayayım mı? Neden böyle yapmayayım? Halbuki yüce Allah Kur’an’ında üzerime şu ayeti indirmiştir: “Göklerin ve yerin yaradılışında gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbetteki aklı selim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Al-i imran 190)
Evet kardeşlerim!
Eğer Allah’ın buyurduğu gibi aklı selim isek ibret verici delilleri bolca düşünmeli ve neticesi itibari ile Rabbimize sonsuz şükranla hamdetmeliyiz.
Nitekim, “Öyle ki Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları toptan olarak bile sayamazsınız.” ayeti kerimesinde ifade edilen sonsuz nimetlere şükretmezsek Allah’a karşı çok nankörlük etmiş oluruz.
O zamanda “Eğer şükrederseniz, Ben nimetlerimi daha da artırırım, ama nankörlük ederseniz haberiniz olsun ki azabım pek şiddetlidir!” ikabına maruz kalmamız kaçınılmaz olacaktır.
O halde kardeşlerim her daim Rabbimizi hatırlamalı ve O’na şükretmeliyiz. Bunun içinde yine Ondan Efendimizin öğrettiği şekilde:   اللَّهُمَّ أعِنَّا عَلَى ذِكْرِكَ، وَشُكْرِكَ، وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ Allah’ım seni zikretmede, sana şükretmede ve sana güzel kulluk yapmada bana yardım eyle. Diyerek dua edip, yardım dilemeliyiz.
Çünkü kardeşlerim! Allah verdiği her nimetten her birimizi hesaba çekecek. Ancak Rablerine şükredenler bu hesabı verebilecek.
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Aziz ve celil olan Allah, kıyamet günü eski yeni bütün insanları bir araya toplayınca herkes tarafından işitilen şöyle bir ses duyulur: “bu gün burada toplananlar, Allah keremine kimlerin öncelikle layık olduklarını göreceklerdir. Vücutlarını yataklarından uzaklaştırıp ibadet etmeye kalkanlar kalksınlar” Bu çağrı üzerine ayağa kalkanların az olduğu görülür.
Arkasından aynı ses “ticaretin ve alış-verişin Allah’ı zikretmekten alıkoymadığı kimseler ayağa kalksın” diye seslenir. Bu çağrı üzerine az sayıda kimsenin ayağa kalktığı görülür. Daha sonra aynı ses “rahatta ve darlıkta Allah’a hamd edenler ayağa kalsınlar” diye seslenir. Bu çağrı üzerine de az sayıda kimsenin ayağa kalktığı görülür. Arkasından mahşerde toplanmış olan diğer insanlar hesaba çekilir.”
Kıymetli kardeşlerim!
O halde biz de her daim Rabbimize şükredelim. Yunus gibi:
Hoştur bana senden gelen
Ya hil’atü yahut kefen
Ya taze gül yahut diken
Kahrınd hoş lütfunda hoş

Gelse celalinden cefa
Yahut Cemalinden vefa
İkisi de cana safa
Kahrında hoş lütfunda hoş. Diyebilelim
Hutbemi de Rabbimize şükrederek bitirmek istiyorum.
يَا رَبِّ! لَكَ الْحَمْدُ كَمَا يَنْبَغِي لِجَلاَلِ وَجْهِكَ وَلِعَظِيمِ سُلْطَانِكَ
سبْحَانَكَ ماَ عَرَفْناَكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ ياَ مَعْرُوفُ
سُبْحَانَكَ ماَ ذَكَرْناَكَ حَقَّ ذِكْرِكَ ياَ مَذْكُورُ
سُبْحَانَكَ ماَ شَكَرْناَكَ حَقَّ شُكْرِكَ ياَ مَشْكُورُ
سُبْحَانَكَ ماَ عَبَدْناَكَ حَقَّ عِباَدَتِكَ ياَ مَعْبُودَ 




Yorumlar